Salzburg; Salzach nehrinin 2’ye böldüğü oldukça keyifli bir şehir. Bu ülke için tuzun ne kadar önemli olduğunu söylemiştik, o kadar önemli ki tuza ‘white gold’ deniliyormuş, öyle düşünün 🙂 Salzach nehri bu tuzu taşımak için kullanılan nehirlerden birisi, bu sebeple önemi büyük.

Biz Salzburg turumuzu 1 gece 2 gün olacak şekilde organize ettik, bize yetti, ama tabi zamanınız bol ise keyfinize kalmış 🙂 Yetti dedim ama yettiremediğimiz yerleri de yazının sonuna ekledim :p

İşte gezimizin detayları;

Nerede Kaldık?

Radisson Blu. Yeri süperdi, odamızı da sevdik, kahvaltı da iyiydi nehir manzaralı 🙂 Personel biraz gıcıktı o kadar, ama onu da çok takmamak lazım dimi 🙂

Nereleri Gezdik?

Detaylar öncesi ufak bir not: Dom Quarter, Dom Platz, Residentplatz, Salzburg Katedrali, Kapitelplatz hepsi aynı bölgede, hatta aynı yerde. BEn neredeyim, bu uzun listedekiler nerede diye panik olmayın, sakin sakin sağınıza solunuza bakın 🙂

Residentplatz

Çok şaşıracaksınız ama burası bir meydan :):):) Zaten bol bol meydan gezeceksiniz. Şehirdeki önemli 5 meydandan ayakta kalan tek meydan burası, o sebeple kıymetini bilin 🙂

Şehri gitmeden bir müzikalde izlemek ve muhtemelen önünde fotoğraf çektireceğiniz çeşmeyi görmek istiyorsanız Sound Of Music Müzikalini izleyip gidin oralara 🙂

Mozartplatz (Mozart Meydanı)

Şehrin en merkezi meydanlarından birisi, adından da anlaşılacağı üzere Mozart’ın heykeli bu meydanda. Burada Salzburg Müzesi de var meraklıları için. Dom Quartier, Residentplatz, Mozartplatz hepsi dip dibe, ona göre 🙂 Uzaklarda aramayın yani 🙂

Dom Quarter

Otelin hemen arkasındaki Residentplatz’da yer alıyor. İçi gezilebilir, üst katının manzarası çok övülüyor ama biz çıkmadık 🙂

Dom Platz ( Dom Meydanı)

Residentplatz’daki kemeri geçince Salzburg Katedrali’nin bulunduğu Dom Platz’a varıyorsunuz.

Meydanda Meryem Ana heykeli var. Biz gittiğimizde restore ediliyordu o sebeple rahat göremedik:(

Salzburg Katedrali

744’te inşaa edilmeye başlanmış ve 1628’de tamamlanmış. Mozart’ın vaftizi burada yapılmış.

İçine girin, gezin, gerçekten güzel 🙂

Kapitelplatz

Bulunması en kolay meydan çünkü ortasında dev altın bir küre var. Biraz önce bahsettiğim alanları geçtiğinizde karşınıza çıkıyor zaten çat die. Diyorum ya hepsi dip dibe bu meydanların.

Bu meydanın hemen arkasında da kaleye çıkan funiküler var. Bakın bu yazdıklarım size masal gibi gelmesin, valla işinizi kolaylaştıracak bilgiler bunlar.

Gelelim şu altın küreye. Eserin adı; Sphaera. Stephan Balkenhol Salzburg Sanat Projesi için yapmış, bu meydana da yakışmış, renk vermiş ben sevdim 🙂 Bu arada bu kürelerden bir tane daha var, ben çok görmek istiyordum fakat vaktimiz olmadı, sizin olursa Toscaninhof sokağına gidin, Woman in Rock’ı görün 🙂

Hohensalzburg Kalesi

1070-1077’lerde yapılmış, şehrin taçlandıran kale. Taçlandıran kısmı çok doğru çünkü nereden bakarsanız bakın şehrin tepesinde gözüküyor 🙂 Buyrun kanıtı 🙂

Bu kaleye funikülerle çıkılıyor gözünüz korkmasın. Biz içini uzun uzun gezdik, eşyalar, kalenin tarihçesini anlatan videolar, kukla bölümü vs. içi oldukça geniş.

Biz kaleden çıkıp funikülerle aşağıya indikten sonra hemen sokağın sağıya (hafif yokuş) doğru yürüdük ve yemeğimizi Stieglkeller Salzburg‘da yedik. Buranın bahçesi çok keyifli fakat biz içeride oturduk, muhteşem diyemem ama konum olarak alternatifler arasına dahil edilebilir 🙂

Getreidegasse

Olmazsa olmaz caddelerden, en ayaküstü, en meşhur alışveriş caddesi. Nasıl tanıyacağız burayı diyorsanız ferforje mağaza tabelalarından cevabı yeterli olur sanırım. Mozarts birth place burada, (detaylarında Mozarts Geburtshaus yazıyor) :)Burası Mozart’ın doğduğu ve 17 yılını geçirdiği ev. Buyrun caddeyi merak edenlere aşırı turistik bir poz 🙂

St. Peter Monastery ( Aziz Peter Manastırı)

En eski manastırlardan birisiymiş, geçmişi taa 7yy’a dayanıyor. Mozart’ın ablasının ve daha birçok kişinin mezarı burada. Buradaki mezarlıkların bir kısmı kayalıkların içerisine kurulan şapellerin içerisinde yer alıyor. Manastır şehir merkezinde, mutlaka girin, duvarların içerisinde şapeller gerçekten etkileyici. Bazı inanışlarda soyluluk derecesine göre yerden daha yukarıya yapılan mezarların Allah’a daha yakın olacağı düşünülür.

Modern Sanat Müzesi

Gitmeden önce ay biri tadilatta biri tepede bu nedir diye anlam verememiştim. MSM için 2 farklı lokasyon var. Birisi Rupertinum’da, burası biz Salzburg’tayken tadilattaydı. Biz Mönchsberg tepesindekine çıktık. Buraya nasıl ulaşılıyor, navigasyon tepeyi gösteriyor, asansör varmış ama nerede diye düşünüyorsanız Afro Cafe‘yi bulun. Cafenin hemen çaprazında asansör girişi var 🙂 Bu arada bu cafede aşırı keyifli, girdikten sonra burada bi soluklanın bence.

Bu asansör 2 amaçla kullanılıyor. Birisi keyifli bir şehir manzarası ve parka giriş için, diğeri de müzeye giriş için. Bizim amacımız aslında müzeye girmekti ama Efe park kısmında öyle oyalandı ki bizim müze kısmı kaldı 🙁 Gidenlere selam olsun 🙂

Bu bölüme kadar saydığım yerlerin hepsi nehrin aynı tarafında kalıyor. Şimdi bahsedeceğim 2 yer ise nehrin karşı kısmında yer alıyor.

Mirabelle Sarayı& Bahçeleri ve Mozards Rezidance (Wohnhaus); Mozart’ın yaşadığı ev. Biz Mozards Rezidance’da çok sıra olduğu için içerisini gezmekten vazgeçtik direk 5 dakika yürüyüş mesafesindeki bahçelere geçtik.

Mirabelle Sarayı& Bahçeleri (Mirabellplatz)

1606 yılında prens başpiskopos Wolf Dietrich tarafından yaptırılmış. Şu an belediye binası olarak kullanılıyor. Bahçesi çok beğeniliyor ve ilgi görüyor. Evet güzel ama ben öyle pek parkçı değilim, gitti gördüm yetti 🙂

Hangar 7

Listemize Efe için eklediğimiz ve gittikten sonra da vay anasını adam resmen oyuncaklarından müze yapmış dediğimi yer. Şart mi değil, ama keyifli bir yer. Şehrin dışında, biz arabayla gittik ve akşam saatlerinde gittik. Michelin yıldızlı Ikarus Restoran buranın içerisinde, o amaçla müzenin girişi de açık zaten 🙂 Müzede Formula 1 yarış arabaları, özel uçaklar, helikopterler vs. var. Meraklısına 🙂

Bu arada biz Hangar’dan çıktıktan sonra aşırı açtık ve 5 dk. mesafedeki Meet 2 Eat‘te yedik akşam yemeğimizi. Hem çok lezzetliydi hem de aromalı tuzlar ile ilgili bilgi alıp, yemeğimize uygun tuzu seçme fikri bizi baya cezbetti 🙂

Hellbrunn Sarayı

Biz gitmedik çünkü saray hakkımızı Viyana’ya bıraktık. Bahçesindeki eserler sebebiyle de meşhur, çeşmeleri çok beğeniliyor. Şehrin biraz dışında ama 25 numaralı otobüsle 25 dk da gidiliyor. Gitmediysek araştırmadıkta değil 🙂

Madem gidemediğimiz ama akıllarda kalan, listede ‘bir dahakine mutlaka git’ olarak işaretlenen yerlerden bahsediyoruz bu müthiş listemi sizinle de paylaşayım isterseniz 🙂

*Carpe Diem: Finger food. (Getreidegasse 50)

*200 Grad: Kahve, kahvaltı ( Chiemseegasse 5)

*Cafe Tomaselli: Salzburg’un en eski kafesi (Altermarkt 9)

*Kaffee Alchemine: Kahvenizi hem içip hem satın alabileceğiniz biraz şehir dışında yer alan bir mekan.

*Augustiner Braustubl: 1621 yılından beri olan bir mekan, lokal biracı 🙂 Avusturya’nın en büyük bira bahçesi, lokallerin sevdiği bi yermiş. Aşırı merak ediyordum ama gidemedik 🙁